Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah GÜL Bayram Namazı’nı Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Süngülü Camii’nde askerlerimiz ile beraber kıldı. Haklı olarak haber basında çokça yer buldu ve bir ilk yaşanıldığından bahsedildi. Bizler de çok sevindik. Başkomutanın askerlerle beraber namaz kılması gerçekten haber değeri yüksek bir hadise idi. Ama resimlere bakıyorum. Bir gariplik yok mu? Başkomutanımız camide, ama başkomutanın yanında çavuş rütbesinden daha yüksek rütbede personel görebiliyor musunuz? Bir-iki sivil kıyafetli personel var. Bunların rütbesini bilemiyoruz (en azından ben bilemiyorum). Ama Genel Kurmay Başkanı’mız nerede, Kuvvet Komutanlarımız nerede? Eğer bu camide değiller de başka yerde iseler nerede Bayram Namazı kılıyorlar? Niçin göremiyoruz? Resmi elbise ile namaz kılmak o elbisenin değerini mi düşürüyor? Tarihin kaydettiği en büyük kumandanlardan olan ve Efendimiz (SAV)’in övgüsüne mazhar olan cennet mekan sultanımız Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri’nin fetih gününden sadece üç gün sonra Ayasofya’da kıldırdığı o çok anlamlı Cuma namazı Fatih’in değerini mi düşürdü? Komutanlarımız Cuma Namazı’nı niçin kılmazlar? Gizli bir yasak mı vardır? Bu soruları çoğaltmak mümkün.
Anlaşılan o ki Org. Teoman KOMAN’ın Jandarma Genel Komutanı iken yayınlamış olduğu emir halen geçerli. 15 Şubat 1996 tarihli genelgede şu İfadeler vardı; “Din ve inanç hürriyettir, ibadet bir ihtiyaç olmakla birlikte devlet mevzuatı resmi dairelerde cami ve mescit açılmasına cevaz vermemektedir. Mescitlere rütbeli personel ile sivil memur ve işçiler girmeyecek, bunlar dinimizin hoşgörüsüne sığınarak ibadetlerini evlerinde ve sivil kıyafetle olmak kaydıyla herkese açık camilerde yapacaklardır. Ancak gerek kışla gerekse dışarıda yapılacak ibadetlerde mesai saatlerine riayet esas alınacaktır. Kışla mescitlerinde ve camilerde ezan okunmayacak, bunun için askeri maksatla verilmiş ses kayıt cihazları kullanılmayacak, mevcutlar sökülerek yerlerinde kullanılacak, ezan dışarıdaki camilerden dinlenecek veya saatlere göre ibadet başlayacaktır.” Bu kibir kimedir Ya rabbim? “Biz insanı bir damla sudan yarattık, insan hiç düşünmez mi ki, o hiçbir şey değilken biz onu yoktan yarattık” diye kaç yerde ikaz varken bu kadar uzak kalmak nasıl bir duygudur? Bilmediğimiz yasaklar mı var? Bizi hangi anlaşmalar bağlıyor? Bu anlaşmaların süresi mi var? Bu mesele beni aşar diyen üst rütbeli Komutanlarımız aslında ne demek istiyordu??? Mübarek Bayram günlerinde bu sorularla sizlerin huzurunu kaçırmak istemem.
Ama artık bu oyun bitmeli. Bize sunulan, biçilen bu elbise artık bize uymuyor, dar geliyor, yırtılıyor, sırıtıyor. Bunun çok zararını gördük. Artık biz Cumhurbaşkanımızı, Başbakanımızı, Genel Kurmay Başkanımızı aynı safta namaz kılarken görmek istiyoruz.
“Rahmet-i İlâhiyeden ümit kesilmez. Çünkü: Cenâb-ı Hak bin seneden beri Kur'an'ın hizmetinde istihdam ettiği ve ona bayraktar tayin ettiği bu vatandaşların muhteşem ordusunu ve muazzam cemaatini, muvakkat arızalarla İNŞAALLAH perişan etmez. Yine o nuru ışıklandırır ve vazifesini idame ettirir.”
Cenab-ı Hak bu mübarek günlerin hürmetine inşallah bu dileklerimizi kabul buyursun…
HABERYORUM - Ekrem ATA
